TÜRK VE TANRI (TENGRİ- 𐰀𐰭𐰼𐰃)

 


Prof.Dr. Osman Karatay

Azrail diyince, Tanrı’yı insana sevimsiz gelen işlerden ayrı tutma yaklaşımını Deli Dumrul’da da açıkça görüyoruz. Bu saf akıllı adam Tanrı’ya son derece saygılıdır ama yiğitlerin canını aldığı için Azrail’e kafa tutar. Hatta o kadar saftır ki, Azrail’le hesaplaşmak için Tanrı’ya yalvarır.

Köktürk yazıtlarındaki havaya baktığımızda da kötülüğün kaynağı olarak insan vardır. Kötü kağanlar, kötü beyler, içi geçmiş bir halk kötülüğü çekmektedir. Bunda kaderin, hatta feleğin bir suçu yoktur. Tanrı nihayet, işler iyice kötüye gittiğinde, Türk milleti yok olmasın diye müdahil olur ve kurtarıcıları gönderir: Türk Tengrisi Türk iduk yiri subı ança etmiş. Türk budun yok bolmazun tiyin… Burada bir algı daha tespit etmiş olduk. Diğer halklardan çok çok farklı olarak eski Türk telakkisinde Tanrı güzeldir, ‘cemaliyle’ tecelli eder. Kötülük göndermez. Ama büyüklüğü, yani ‘celali’ de her şeyin üzerindedir. Nihai hükmü verir.

Bu son alıntı bir ‘Milli Tanrı’ anlayışını barındırıyor diyebilir miyiz? ‘Türk Tanrısı’ ifadesi gayet açık. Ancak her şeyi, üstte mavi göğü, altta yağız yeri yaratan da aynı Tanrı olduğu için, böyle bir anlayış görmemiz çelişkili olacaktır. Bu ifadeyi Tanrı’nın Türk’ü esirgemesi olarak görmek sanırım daha yerindedir. Kadırgan Yış’tan Demirkapı’ya, yani Mançurya’dan Afganistan’a kadar ele geçirilen yerlerin ‘düzene sokulması’, Türk olmayan toplulukların da iyi yönetimin nimetlerinden faydalandırılması anlayışı Tanrı algısının evrenselliğine işaret etmektedir.

Tanrı’nın zenginlik ve refahla birlikte anılmasının bir diğer örneğini Bayat kelimesinde buluyoruz. Clauson’a gore Oğuz boyu Bayat ile bir alakası bulunmayan bu sözcükk, doğrudan ‘Tanrı’ anlamına gelir.

Makalenin Tamamı

Tanrı Gönendire

Tanrı Kavramı

Şamanizm ve Eski Türk Dini

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GÖKTÜRK DÖNEMİ KIYAFETLERİ

ANTİK MISIR VE TÜRKLER

KARYALILAR, KAR'LAR, LELEGLER