Kayıtlar

KİMMERLERİN TÜRKLÜĞÜ

Resim
  Kimmerlerden Kaldığı Düşünülen Sinop Eski Tersane Kapısı Petroglifi Prof. Dr. Necati DEM İ R Kimmerler , Ural-Altay kökenli bozk ı r göçebelerinin bat ı koluna mensupturlar. Eski Çağ'daki Türk Kültür Tarihi 'nin ilk temsilcilerindendir. Arkeolejik bulgulardan elde edilen bilgiler, onların ilk Türk devletlerinden biri olduğunu ortaya koymaktadır . M.Ö. II bin yıl başlarından itibaren M.Ö. 8.yüzyıla kadar merkezi Kırım olmak üzere Karadeniz 'in kuzeyinde yaşam ı şlardır . Frig Devleti 'ni yıkan Kimmerler, batı yönde Lidya Devleti'nin sınırına yaklaşırlar. Daha sonra İç Anadolu'da bir bozkır devleti kurarlar. Oradan Karadeniz sahillerine ulaşırlar. Amasya Gümüşhacıköy'ün eski ismi olan K ı meri , büyük bir ihtimaller Kimmerlerin mirasıdır. Sinop ve çevresinin onlar tarafından ele geçirilmesi antik kaynaklarda anlatılmaktadır. Kimmerler, Karadeniz Bölgesi'nde doğuda Trabzon ,batıda Karadeniz Ereğlisi'ne kad...

FRANK’LAR, MAKEDONLAR, TRUVALILAR (TROYALILAR ),TÜRKLER

Resim
  ATEM Askeri Tarih Şube Müdürlüğü Tarih Uzman ları Nurcan ASLAN, Fatma İLHAN Ortaçağ’ın tarihçilerinden olan Fredegar ; Romalılarla birlikte Frankların, Makedonların ve Türklerin de aynı soydan geldikleri hakkında iddiaların olduğunu bildirmektedir. Fredegar’a göre, Truva’dan kaçanlar birkaç gruba ayrılmış, bir grup Makedonya’ya giderek Kral Philippos ile oğlu Büyük İskender zamanlarına kadar çok güçlü bir askerî kuvvet oluşturmuştur. Diğer bir grup da kendilerine Francio adlı bir kral seçerek “Frank” ismini almış ve Avrupa’da Ren, Tuna ve deniz arasına yerleşmiştir. Ayrıca Makedonların da aynı soydan geldikleri kabul edilmiş ve bağımsız bir şekilde yaşadıkları belirtilmiştir. Fredegar, Türk halkının da Truvalıların soyundan geldiğini belirterek: ”Bunlar (Türkler), Frankların yaptıkları sayısız savaşlar sırasında Asya'da dolaşıp, nihayet Avrupa'ya girdiklerinde onlardan ayrılıp, okyanus ile Trakya arasında Tuna kıyılarına yerleşen koludur. Bunlar kendilerine Torquotus ad...

PELASG'LAR

Resim
  Adile Ayda Herodot 'un Kreston 'daki Pelasglarla Çanakkale'dekilerin, yani ayrı ayrı coğrafi bölgelerde oturan bu iki grubun aynı dili konuştuklarını söylemesidir. Tarihçi üçüncü bir grup olarak Atinalı Pelasglardan söz eder, ki bunlar soy bakımından Pelasg oldukları halde, Yunanlılarla komşuluk dolayısıyla, yunanca konuşmaya başlamışlardır. Şu halde, bu grubu oluşturan Pelasg'lar, Roma hakimiyeti altına girdikten sonra Lâtin dilini kabul etmiş, Daçya'lılar , yani Romanyalılar gibi veya Türk soyundan olup, adları da bir Türk adı olmasına rağmen, ortodoks olduktan sonra slavca konuşmaya başlayan Bulgarlar gibi idiler. Pelasgların dini hakkında Herodot şunları söyler: "Eski zamanlarda Pelasglar kurban kesme törenlerinde dua ederler... fakat bu tanrılara ad veya lâkap vermezlerdi. Pelasgların sadece din alanında değil, mimari alanında da Yunanlılara hocalık ve öncülük ettiği anlaşılıyor. Herodot eserinin VI ncı bölümünde Atina'lıların Akropol...

ALTIN USTASI TÜRK İSKİTLER

Resim
İskit Türklerinin Eserlerinden, Hermitage Müzesi   Prof. Dr. M. Taner Tarhan Asurlular Kimmerler 'i “Gimirrai”, İskitleri “İskuza/Asquzai” olarak adlandırmıştır. Urartularsa Kimmer ve İskitleri “İşqigulu” adıyla tanımlamaktadırlar. Grek kaynaklarında “ Skyt ”, Persçe gibi doğu dillerinde ise “Sak”; ya da başka örneklerde olduğu gibi “Saka”, “ Caha ” gibi adlarla tanınırlar. Bu bilgiler daha sonra Kutsal Kitaplara yansımıştır: Anadolu'ya Kuzeyden gelen diğer toplumlarla birlikte adları geçmektedir ve bunlar Nuh Peygamberin oğlu Yafes'ten türemişlerdir ( Ahdi Atik/Tevrat , Genesis 10 ; Ezekiel 38,6 : “ Gomer ”=Kimmer; “ Askenaz ”=İskit . Akadca İşquzai adında da -quz-,-quzai- o dönemki “ Oğuz ” adının arkaik sôyleyişinin, çivi yazısındaki şekli olduğu şüphesizdir. Tarihi bir gerçek olarak da şunu vurgulamak istiyoruz: “İskit”/“Saka” adları “Türk” adı ile eşdeğerdedir. İskitler, Eskiçağ‟da “politik güç” olarak tarih sahnesinden çekildikleri halde, Orta çağ‟da, ...

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE BÜROKRASİ

Resim
  Necati Gültepe Apa : Kitâbelerde büyük baba ve atalar manasında kullanıldığı gibi, sayın veya büyük anlamına gelen bir unvan olarak da taşınmıştır. Apa Tarkan gibi. Bu, Türklerde aile teşkilatı ile ilgili kelimelerin (atabeg, ağa, dayı gibi), devlet hayatında unvan olarak kullanılması ile ilgili en eski misâldir. Yenisey Kitâbelerinde apa'nın, yine unvan olarak, yaygın bir şekilde kullanılmış olduğu görülür. Baga : Büyük unvanlardan olup daha çok Tarkan unvanı ile birlikte taşınıyor. Beg : Kitâbelerde asiller manasında kullanılmıştır. " Dokuz Oğuz bodunu ve beyleri bu sözümü iyice işit sağlamca dinle." Bilge: Bilgili, akıllı demek olup en büyük unvan veya en büyük unvanlardan biridir. Bilge, kağanlar ve hatunlarca en çok tanınmış unvanların başında gelir. Boyla : Eski bir unvan olduğu ve Proto-Bulgarca kullanıldığı söyleniyor. Tonyukuk 'un unvanları arasında boyla'da görülüyor. Bilindiği gibi Boyla Slav dillerine de girmiştir. Buy...

BİLİM VE KÜLTÜR AKTARICISI OLARAK YAZI

Resim
  Kâzım Mirşan 'ın Çalışmalarından Prof.Dr. Murat Özbay M.Ö. 3500'lerde Güney Mezopotamya ’ya gelerek buradaki köy kültürünü, şehir kültürüne dönüştüren Sümerliler 'in Orta Asya kökenli oldukları artık birçok araştırmacı tarafından kabul edilmektedir. Türkçe ve Sümerce arasında önemli dil benzerliklerinin ortaya çıkarılması ve diğer önemli bulgular, Sümerlerin bir Türk kavmi olduğu tezini önemli ölçüde güçlendirmiştir. "Sümerlilerin Türklüğü ya da Türklerle ilişkileri kabul edilirse, ki biz bu kanaatteyiz, o zaman, dünya medeniyet tarihinde son derece önemli bir yer işgal eden ve tarihi devir/erin başlamasını sağlayan yazıyı icat etme şerefi Türklere ait olacaktır. İşte bu yüzdendir ki, Avrupalı araştırmacıların bir kısmı, bu şerefi Türklere layık görmedikleri için, Sümerlileri Hint-Avrupa kökenli kavimlerden biri olarak göstermeye çalışmaktadırlar. Halbuki mevcut bulgular, gerek filolojik, gerek antropolojik vegerekse teolojik açıdan Sümerlilerin Orta Asyalı Türkl...

SÜMER EFSANELERİNDE ORTA ASYA EFSANALERİNDEN İZLER

Resim
  MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ Sümerlilerin dillerinin Türkçeye benzediği ve dağlık yerden göç ettikleri kanısı gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle Orta Asya Türk Kültürü ile onların kültürü arasında bir bağlantı bulabilir miyim, düşüncesi ile Prof. Bahaâttin Ögel ’in Türk Mitolojisi kitabını zaman zaman incelemekte idim. Hakikaten bazı parellellikler tesbit ettim.   Bahaattin Ögel, Türk mitolojisi temelinin uzay ve dünya ile ilgili inanış ve anlayış olduğunu yazmış. Sümer mitolojisinde de böyle. Sümerliler yaradılış ve evrenle ilgili düşüncelerini toplu bir halde yazmamışlar Ancak bunlar, destanların baş kısımlarında veya ortalarında kısım kısım anlatılmış. Aynı geleneği Türk destanlarında da buluyoruz. Sümer yaradılış efsanesine göre, önce her taraf derin ve geniş bir su ile kaplıydı. Bunun adı tanrıça Nammu . Bu tanrıça sudan bir dağ çıkarıyor. Oğlu hava tanrısı Enlil onu ikiye ayırıyor, üstü gök, altı yer olu­yor. Göğü, gök tanrısı An , yeri de yer tanrıçası Ninki i...