TÜRK BİLİM İNSANI BİRUNÎ
![]() | |
|
Prof. Dr. İbrahim Agâh Çubukçu
Biruni çağının çeşitli bilimleri hakkında derinliğine araştırma yapan dünyanın sayılı bilim adamlarındandır. Bilimsel yöntemi benimsemesi, çağına göre büyük bir aşamadır. Bıkmadan deney yapması, deneylerden sonuç çıkarması, olaylar arasında bağ kurması, nesnel davranması, kritik bilimsel bir zihniyete sahip olması dikkati çekmiştir. Hurafelere önem vermemiş, aklı esas almıştır. Ortaçağda özgür düşünceyle araştırma yapmağa başlamıştır. Bilimle imanın sınırlarını çizmesini bilen Biruni, inanan bir Türk düşünürüdür.
Alemin öncesizliği görüşünü reddetmiş, İlk Neden'in yani Tanrı'nın varlığını doğrulamıştır. Zamanın sınırlı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca ahlak felsefesi üzerine eğilmiş ve insanın değerini belirtmeğe çalışmıştır. Bütün bu nedenlerle. Biruni, Türk bilim ve düşünce tarihinin en büyük ve en renkli bilginlerinden biridir. Hatta Sarton'un dediği gibi dünyanın yetiştirdiği sayılı büyük kişilerdendir.
Biruni'ye göre, Cürcan-Harezm arasındaki kum çöl,eski zamanlarda küçük hir deniz gibi idi. Zira Belh ırmağı olan Ceyhun'un Hazer Denizine doğru mecrası sözü edilen çöl üzerinde Belhan adiyle bilinen kasaba yönünde idi. Batlamyus (Ptoleme)'un Coğrafya kitabında bu ırmağın "Arkanya", yani Cürcan Gölüne döküldüğü zikrediliyor. Batlamyus 'un zamanından bizim zamanımıza kadar 800 seneye yakın bir zaman geçmiştir. Demek o zaman Ceyhun, Zeme ile Amû'ye arasındaki bir mevziden şimdi çöl olan bölgeye dökülüyordu. Sonraları bu ırmağın yolu kapanarak suyu Guz arazisi taraflarına sapmış. Fakat o zaman yolu bugün Aslan ağzı denilen ve Harezm ahalisi nezdinde Sekrü'ş-Şeytan diye bilinen dağa tesadüf etmiş. Bundan dolayı su orada toplanarak yükselmiştir. Yukarıda adıgeçen dağın yukarı bölümünde dalgaların izi göze çarpar.
Biruni'nin Türklerin adetleri ve inançlariyle ilgili olarak verdiği bilgilerden örnekler verelim:
Türk topraklarında bir dağ vardır ki onun üzerinden koyunlar ayaklarına sof bağlanmış olarak geçirildikte hemen bol yağmur yağar. Bazan düşman tarafından kuşatılınca Türkler böyle yaparak düşmanı yanıltırlar. Bilmeyen onları sihir yaptı zanneder.
Kimak beldesindeki Mengür denilen dağda asker içtiğinde eksilmeyen bir tatlısu pınarının yanında orada secde etmiş bir insana ait ayak izi, onun parmakları ile her iki avucunun izi, bir sabi çocuk ayak izi, bir de merkep ayak izi vardır ki gördüklerinde Guz Türkleri oraya secde ederlerdi.
Guz Türkleri suda boğulup ölen kimseyi çıkardıklarında cesedini sahilde üzerine koydukları şeyin ayağına ip bağlayarak ipin ucunu suya atmaları ruhun ip vasıtasiyle suya çıkması içindir.
Birunî’nin Türkoloji İle İlgili Olarak Verdiği Bilgiler
Ay’daki Türk Bilim İnsanı Birunî Krateri
Ay'daki Türk Bilim İnsanı İbn-i Sina (Avicenna) Krateri
Ay’daki Türk Bilim İnsanı El Harezmi (Algoritma) Krateri
Ay’daki Türk Bilim İnsanı Uluğ Bey Krateri
Ay’daki Türk Bilim İnsanı Ferganî (Alfraganus) Krateri
Ferganî'nin" Astronominin Özeti ve Göğün Hareketlerinin Esaslar"Adlı Eseri
Yorumlar
Yorum Gönder