Kayıtlar

ORDU İLİNİN ESKİ ADI "KOTYORA"

Resim
Prof. Dr. Necati DEMİR Ordu ili , M.Ö. 400 yılından önce günümüzdeki şehir merkezinin yaklaşık 5 km batısında, halk arasında Bozukkale olarak bilinen yerde " Kotyora (< Kutyöresi )" adıyla kurulmuştur. Kut kavminin Türk kökenli olduğunu ünlü Sümerolog Prof. Benna Landsberger, 1937'de yapılan Tarih Kurultayı'nda Atatürk 'ün huzurunda açıklamıştır. Ordu ilinin eski adı olan Kot< Kut Yorası/Yöresi adı işte yukarıda anlattığımız Kut Türklerinin mirasıdır. Ordu'da Kutlarla ilgili başka yer adları da bulunmaktadır: 1455'te Ordu'da Kutlucalu , Kutlulu (Bolaman), Kutlulu (Bozat) adlı karyeler bulunmaktadır 20. Ordu'ya bağlı Mesudiye ilçesinin Derinçay köyünün eski ismi ise Konanı (kut-ana?)'dır. Makalenin Tamamı Ordu, Mesudiye, Esatlı Ön Türk Yazıtları Ordu'nun Mesudiye İlçesi, Kale Köyün'nde Bir Türkmen Kalesi     

EN ESKİ TÜRKÇE KELİMELER

Resim
Kaynak  

BOZKURT’TAN HIZIR’A TÜRK HALK ANLATIMLARINDA KLAVUZ

Resim
  İbrahim Çallı'nın Ergenekon 1 Tablosunda Çıkışa Yön Gösteren Klavuz Kurt Betimlemesi Dr. Mustafa Duman Türk halk anlatmalarında ve özellikle destanlarda , destan kahramanına kılavuzluk eden olağanüstü yardımcı varlığın değişim-dönüşümü üzerine yaptığımız inceleme, Türk toplumunun zihin dünyasındaki kılavuz figürünün temel özelliklerini göstermektedir. İslamiyet öncesi dönemde teşekkül eden anlatmalarda bozkurt , İslamiyet’in kabulüyle birlikte başlayan dönemde teşekkül eden anlatmalarda ise Hızır şeklinde karşımıza çıkan olağanüstü kılavuz varlık, bir arketipin ifade boyutuna taşınması girişiminin sonucudur. Bağlı olunan dinin temel dinamiklerine uygun formlarda ifade edilen bozkurt ve Hızır’ın tavsiflerindeki bazı benzer unsurlar şunlardır: 1. Olağanüstü, tanrısal varlıklardır. 2. Kutsal, soyut bir varlık kabul edildikleri için ölümsüzdürler. 3. Zaman ve mekâna hükmederler. 4. Süratlidirler, aniden ortaya çıkıp kaybolurlar. 5. Her ikisi de erkek olarak...

TÜRKLER VE SÜMERLİLERİN YARATILIŞ DESTANLARI VE EVREN ANLAYIŞI

Resim
İlk İnsan "Kişi" nin Yaradılışı   Yrd.Doç.Dr. Ercüment Yıldırım Mezopotamya ve Türk evren anlayışının mukayesesindeki birçok öğenin benzeşmesinde Türk ve Sümer toplumu arasındaki ırkı birlikteliğin büyük rolü bulunmaktadır. Bu ırki birlikteliğin en büyük göstergesi Türk ve Sümer dilinde doğrudan ilintisi bulunan 400’e yakın kelime bulunması ile her iki dilde gramer yapıları arasında büyük benzerliklerin olmasıdır. İki toplumun da ortak bir dil ailesine mensubiyetinin yanı sıra dağların kutsallığına inanan Türkler gibi Sümer toplumunun da düz Mezopotamya ovalarında dağlar gibi yükselen ziguratlar inşa etmesi, yaşam coğrafyalarının farkına rağmen evreni algılayışlarındaki benzerliği ortaya koymaktadır. Mezopotamya’nın diğer halkları çevrelerindeki coğrafyalarda dağlar ile karşılaşmış olsalar dahi dağlara kutsallık atfetmemiş, gökyüzüne yaklaşmaya tanrısal bir anlam yüklememiştir. Yönetim anlayışı açısından da Türk ve Sümer toplumlarında birliktelikler görülmüştür. Bu...

TÜRK TARİHİNİN BAŞLANGICI

Resim
  Prof. Dr. Vecihe Hatipoğlu Türkler bugün olduğu gibi eski çağlarda da ayrı ayrı boy adlarıyla tanınıyorlardı. Bugünkü, Kırgızlar , Özbekler, Yakutlar, Çuvaşlar gibi, eski çağlarda da Subarlar (Subariler, Subirler ), Gud'lar ya da Guz'lar (Kas'lar) vardı. Kısaca M.Ö. 3500 yıllarında yaşamış olan Sümerler 'de M.Ö. 2500 yıllarında hükümran olan Gud'lar (Kut'lar) ve yine M.Ö. 1700 yıllarında hâkimiyet kuran Kas'lar (Guz'lar) arasındaki zaman farkı hükümranlık zamanlarının farkıdır. Yoksa Türkler buralarda aralıksız, uzun yüzyıllar yaşamışlardır. M.Ö. Sürye 'deki Kas'lardan tarihçi Strabon Kos adıyla söz eder.  Türkler Mezopotamya 'da, Sümer ülkesinden başlayarak, yüzyıllar boyunca yaşamışlar, fırsat buldukça Samî kavimlere hükmetmişler, önce, Sümer Gudea krallığını, sonra Gud (kut) krallığını, daha sonra da Guz (Kas) krallığını kurmuşlardır. Son iki krallığın hakimiyeti toplam yedi yüzyıl sürmüştür. Böylece Türkler, bu alanlarda, Mezopot...

URAL BATIR, AKZUBAT VE KÖROĞLU DESTANLARI ARASINDAKİ BENZERLİKLER

Resim
  Doç.Dr. Metin Ergun Ural Batır , Başkurtlar ’ın mitolojik inançlarını ve o dönem insanının hayallerini anlatan üç kuşağın hayat hikâyesidir. Yenbirzi atayla Yenbike ananın , onların oğulları Şülgen ile Ural’ın ve Ural’ın çocukları İzil, Hakmar , Nöğöş ve Yayık’ın hayat hikâyeleri . Destanda, iyiyle kötünün mücadelesini görürüz. Ural Batır destanı, Akbuzat destanıyla bir daire meydana getirir. Akbuzat destanı nın kahramanı Hevben , Ural Batırla oğullarının bitiremedikleri mücadelelerini, savaşlarını devam ettirir. Yaman dev , cinlerin ve ejderhaların su altı dünyalarını ve onların padişahı Şülgen’i tarumar eder. Ural Batır’ın devler tarafından çalınan Akbuzatı ile Elmas kılıcını almak için Hevben su altı padişahlığına gider. Orada, Şülgen’in kızı Nerkes ’le karşılaşır ve onunla evlenir. Akbuzat ve Elmas kılıcı aldıktan sonra Şülgen’in ülkesini yok eder. Hevben, daha sonra halka zulüm eden Mesem Han ’la beylerine karşı savaşır. Han’ı yendikten sonra Han’ın emriyle kanatları ...

GÜNEY SİBİRYA’DA HUN TÜRKLERİNE AİT KURGANLAR, MEZARLAR VE ŞEHİRLER 2

Resim
  Noin-Ula Kurganından Çıkan ve Türk Yöneticisini Betimleyen Kumaş Sn. Luiza Kılıç’ın Yüksek Lisans Tezi Tarihi kayıtlar ve bulgulara göre Türk kültürünün devlet teşkilatına sahip ilk yapısının Hun Türkleri’ne ait olduğu anlaşılmaktadır. Bu tespitin yapılmasında yıllarca Çin kaynaklarının incelenmesinden faydalanılmıştır. Ancak son dönemlerde Hunlara ait kurganların , mezarların ve şehir kalıntılarının arkeolojik araştırmalara konu olması ile Hunların sahip olduğu kültür zenginliği daha net olarak tespit edilebilmiştir. Çalışmanın amacı da Hun kültürünün zenginliğini ortaya çıkaran son dönem arkeolojik çalışmalarda tespit edilmiş Baykal Ötesi , Altay ve Tuva bölgeleri kurgan, mezar ve şehir kalıntılarını sistematik olarak incelemek ve indekslemektir. Makalenin Tamamı Hun Türkleri