Kayıtlar

DAMGALARIN GÖÇÜ BELGESELİ

Resim
  Kaya resimlerini ekranlarınıza getiren Damgaların Göçü belgeselinin 1. bölümünden... Ankara’nın Güdül ilçesi Salihler köyü yakınlarında, Düdük Dağı çevresinde bulunan kalıntılar, 1071 yılından çok öncelere dayanıyor. Belgesel, geçmişi milattan önceki yıllara uzanan Anadolu’nun bağrındaki Türk izlerini dünyaya sunuyor. Türklerin Anadolu’ya gelişine dair yazılmış tarih bilgilerini sorgulatacak olan belgeselle dünyaya ilk kez sunulacak kalıntılar arasında iki Kağan Kurganı da var. Yönetmen Servet Somuncuoğlu , Damgaların Göçü ile kayıt altına alınan bu kurganları, Orta Asya’daki benzerleriyle karşılaştırıyor.

KARLI DAĞLARDAKİ SIR BELGESELİ

Resim
  Belgeselle birlikte Orta Asya ’daki Saymalıtaş’ta yer alan 10 bin Kaya üzerine çizilmiş 100 bin Kaya resmi gün ışığına çıkıyor. Yapımcılığını Servet Somuncuoğlu ’nun üstlendiği belgesel için Rusya , Moğolistan , Kazakistan , Kırgızistan , Azerbaycan ve Türkiye ’de yapılan çalışmalarda incelemeler 138 gün, çekimler ise 93 gün sürdü. Tanrı Dağları’nın uzantısı olan Ala Dağlarda , 3 bin 500 rakımdaki Saymalıtaş’ta yer alan on bin Kaya üzerindeki yüz bin Kaya resmi, dünya televizyonları arasında ilk kez TRT tarafından görüntülendi ve böylece tarihin gizem dolu sırlarına ulaşılmaya çalışıldı. Otuz ayrı alanın mukayeseli görüntü ve bilgilerinin yer aldığı belgesel için kat edilen yollar ve ülkeler oldukça kabarık. Orta Asya adeta didik, didik edildi belgesel için. Orhun Abideleri ’nden başlayan araştırmalar Gobi Çölü’ne kadar uzandı ve Kaya resimleri macerası önemli ipuçlarına ulaşılmasını sağladı. Saymalıtaş’ta tam 10 bin Kaya üzerindeki 100 bin resim dünyada ilk kez TRT Tel...

ESKİ UYGUR TÜRKÇESİNDE KÖŊÜL (GÖNÜL) SÖZÜ

Resim
  Bezeklik Bin Buda Mağarası Duvar Resimlerinde Uygur Prensesi, "Asiatische Kunst" Müzesi Berlin Yrf.Doç.Dr. Hacer Tokyürek Eski Uygur toplumu Türk kültür tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Uygurlar, hayatlarını mensup oldukları dinler ekseninde oluşturmakla birlikte, bu dinlerde kullanılan kelimeleri ve ifadeleri de kendi dünya görüşleriyle bağdaştırmışlardır. Burada konu olarak seçilen köŋül kavramıyla ilgili ifadeler hem dinî nitelik taşı makta, hem de Uygur toplumunun dünya görüşünü ortaya koymaktadır. Eski Uygur Türkçesi metinlerinde yer alan gönül kavramı, ayrıntılı bir şekilde incelenmiş olup taranan metinlerden 165 farklı ifadeye yer verilmiştir. Eski Uygur Türkçesindeki gönül kavramı Budist Türk çevrede oluşturulmuş olan metinlerden faydalanılarak Budizm esasına göre tasnif edilmiştir. Buna göre Eski Uygurcada köŋül kaçıg “gönül organı”, köŋül biligi “gönül bilgisi, bilinç” gibi terimsel ifadeler, gönlün altı ...

İSKİTLERİN DİNİ İNANÇ VE ADETLERİ

Resim
İskit Türkleri'ne ait Alexandropol Kurganından çıkan ve kötü ruhları kovduğuna inanılan bronz çıngırak Hermitage Müzesi   Prof.Dr. Taner Tarhan Makalemizde izah etmeye çalıştığımız, bu dini inanç ve adetler, bizim için çok ilgi çekici ve bize çok yakındır. Zira, menşeleri Orta Asya olan "İskitler" ile Gôktürkler, Hunlar ve Oğuzlar arasındaki inkar edilemiyen bütün bu benzerlikler, bir tesadüf eseri olmasa gerekir maalesef, batı müelliflerinin hemen hepsi, bu yakın bağları objektif olarak ilimin emrine sunmaktan kaçınarak Orta Çağ'ın klasik deyimi ile, " barbar.. diye vasıflandırılan Türk'ler'i "köklü bir medeniyetten yoksun"diye tanıtmaya çalışmışlardır. Bütün göçebelerde ve dağlı kavimlerde olduğu gibi İskitler’de de “ruha inanış” düşüncesi köklü bir geleneğe bağlı olmalıdır. Zira bütün hayatları, tabiatla mücadele ve kaynaşma olan bu insanlar, zaman zaman bir takım korkunç veya garip tabiat olayları ile karşılaşmışlar ve izah edemedi...

DEVLET-CENNET KUŞU HÜMÂ

Resim
  Anka (Hümâ) ile Ejderhanın savaşı, 15. yy Türk Halısı   Pergamon (Bergama) Müzesi-Berlin Bazı Türk lehçelerinde Kumay, Umay şeklinde kullanılan Hümâ, Farsçada Hümâ ve Hümây, Anadolu Türkçesinde ise Hümâ ya da Hümâ biçiminde kullanılır. Devlet kuşu, cennet kuşu, talih kuşu adlarıyla bilinen Hümâ'nın özellikleri, yaşadığı yer ve Hümâ ile ilgili inançlar çeşitlilik göstermektedir. Bazı ortak özellikleri dolayısıyla Anka, Simurg , Garuda , Kaknus ve Phoenix gibi diğer efsanevî kuşlarla karıştırılan Hümâ'nın sürekli karlarla örtülü bir ülkede, Çin Cezayiri'nde, Hint Okyanusu adalarında, Kaf Dağı'nda , Hindistan'da, Deşt-i Kıpçak'ta, Bahr-ı Muhitde, Hıta-Hoten bölgesinde yaşadığı yolunda çeşitli rivayetler bulunmaktadır.    Özbekistan Armasında Hüma Hümâ'ya devlet kuşu denilmesi ile hümâyun kelimesinin hükümdar, padişah anlamlarını kazanması Hümâ'nın gölgesi ilgili inançlardan kaynaklanır. H...

ESKİ TÜRK DÜNYA GÖRÜŞÜNDEKİ “KUT” VE “KARGA” KAVRAMLARI

Resim
  Kazakistan Almatı yakınlarında çıkarılmış olan ve karga motifi barındıran Saka (İskit) dönemi şamdanı Nurbolat BOGENBAYEV, Aydın CALMIRZA Makalede eski Türklerin geleneksel dünya görüşündeki “kut” kavramı mitolojik ve arkeolojik açıdan değerlendirilmeye çalışılmıştır. Kut kavramı Türklerin dünya görüşünde, yaşamında ve aile gelişiminde önemli rol oynamıştır. Kut kelimesi sadece bereket-birliğin, zenginliğin ve baht-rızkın ifadesi değil, aynı zamanda Tanrı’nın lütfu olarak düşünülmüştür. Kut kavramının ikinci bir anlamı da onun, insanın canı ve ruhu olarak da düşünülmesidir. Türk milletleri Kut kelimesini özel isimlerin kökü olarak da kullanmışlardır (kutun isimleri de olumlu şekilde etkileyeceğine inanmışlardır): İlteriş Kutluğ Kağan, Kutluğ-Demir , Kutan (Kıpçak Hanı Kotan), Kuttuk-Seyit , Kutum-Nazar , Kut- pan , Kuttu-Bek , Kutluğ Boyla Tarhan vs. Ayrıca, “kut” kavramı herhangi bir kuş ile ilişkili olarak da değerlendirilebilir. Çünkü Türk halklarında “kutu ...

KAYALARIN ÜZERİNDE OTURAN İSKİT KRALI TASVİRLİ KERKİNİTİS BRONZ ŞEHİR SİKKESİ

Resim
  Chastye Kurganı buluntusu gümüş İskit çanağından detay; kayaların üzerinde baltasına yaslanarak oturan İskit savaşçı tasviri;Hermitage Müzesi Hamza ŞEKER   Kadim Türk Tarihi'nin nümismatik malzemeleri ise hem sayıca az olmaları hem de çok ilginç tipolojiye sahip bulunmaları hasebiyle son derece önemlidir. Türk Eskiçağı'nın en erken tarihli sikkeleri Turanî bir kavim olduğu tarihî ( Herodotos : IV, 11; Tarhan 2002: 904; Karatay 2003: 151-156; Karatay 2013: 32-34) ve arkeolojik delillerle sabit bulunan İskitler'in Batı koluna aittir. Bu medeniyetin en ayırt edici vasfı olan pantolonlu İskit=Türk savaşçı tipi ni içeren sikkeleri ise sınırlı sayıdadır. Çeşitli vesilelerle gün yüzüne çıkan birçok sanat eseri üzerinde resmedildiği görülen pantolonlu İskit=Türk savaşçı tasvirinin bire bir nümismatik (* ) eşleşmesi durumundaki bu benzersiz sikke tipleri İskit savaşçılarının en belirgin özelliği olan kaftanvari ceket, pantol...