ZAZA'LAR

 

Atlas Dergisi Eylül 2014/Sayı 258


Yrd. Doç. Dr. Melek ALPAR

“Zaza” isminin nereden geldiği hakkında çeşitli söylemler bulunmaktadır. Bir söyleme göre, Oğuzhan’ın torunlarından birisinin ismi “Za” olarak kayıtlıdır. Bazı kavimlerde anlamı kuvvetlendirmek için tek heceli isim tekrar edildiği bilinmekte olup, Hitit isminin Hi-Hit söyleminden oluşması gibi Za’ya ait boy anlamında Zaza denildiği tahmin edilmektedir (Türkdoğan 2008:193). Çinliler Göktürkleri “Su”ların torunları olarak bilirler. İranlılar ise “Su”lara Saka derler. Türkdoğan, Zazaların Proto Türklerinin Su kavmine mensup olduklarını ileri sürer. Bingölde Suvaran isimli iki köy bulunmaktadır. Birçok başka araştırmacı da, Zazaların Orta Asya’dan gelmiş Türk kökenli bir topluluk olduğu üzerinde görüş birliğine varır. Gerçekten de Zazaların inançlarında eski Türk kavimlerinin ve Orta Asya Türklerinin adet ve inançlarına ait birçok benzerlik bulunur. Oğuz teşkilatlanmasında “Üçok-Bozok” ayrımında, önce 2’li, daha sonra da bunlara bağlı 12’şerli 24 aşiretten oluşan bir yapı vardır. Bu teşkilat yapısı gibi, Zaza teşkilatı da 2’li ve 24’lü bir özellik taşımaktadır. Bunun yanında erkek çocuk anlamına gelen “uşak” terimi, Türklerde mevcut sosyal yapılanmanın bir görünümüdür ve öz akrabalardan bir veya iki nesil uzak olan akrabalar için kullanılmaktadır. Mesela öz-babanın kardeşinin oğluna “emmioğlu” denilirken, dedenin erkek kardeşinin oğluna çoğunlukla emmi uşağı denilmektedir. Aşiretsel yapıda da ana aşiretten ayrılan amca çocukları için uşak deyimi kullanılmaktadır.

Diğer taraftan, birçok yazar ve dilbilimci Zazaca’nın Türkçenin bir lehçesi olduğunu varsaymakta ve Zazaların Horasan'dan gelen bir Türk boyu olduğunu iddia etmektedir. Bu görş sahiplerine göre; gerek töre, gerek gelenek ve görenek bakımından, hiçbir yönden Zazalar Türklerden farklı değillerdir. Zaza ve Kurmanc dillerinin Şimdiki durumunu araştırırken, bu dillerin kökünden Türkçe oldukları ve bazen bir kelimenin ilk hecesinin Türkçe ve son hecesinin Acemce veya Arapça olduğu görülür. Mesela: Türkçede yiğit, Kumancca’da ağit, Zazacada igit olmaktadır. Türkçede eski bir hastalığın adı kurudert, Kurmancca’da kurredert, Zazacada kurrederttir (Fırat 1983: 15). Zazaca ve Kurmancca’da sık sık konuşulan kuru-iftira, gülü-çimen, sorgu-sual gibi kelimeler Türkçe kelimelerle bağlanan Arabî ve Farisi hecelerdir. Eski Türkçede sonu “r, t, p, k” gibi sert ve “na” gibi yükseğe kaldırılmış harflerle biten “çor, kor, Şor, tor, bor, çir, çeper, çığır, aygır, zincir, çadır, bakır, nahır, ahır ve sepet, şerbet, merek, tezek, kepek, petek, kelek, gerek, ördek, emek, inan, derman, duman, yaman, tufan, aslan, ceylan, can” gibi kelimeler hem Kurmancca’da hem de Zazaca’da değişmemiştir. Bu lehçelerdeki Türkçe kelime örnekleri artırılabilir. Diğer taraftan bu dillerde ev ve aile eşyası, çift koşumu, hayvanların ve eski hastalık ve ilaçların, ayrıca otların yüzde doksan adları Türkçedir. Yine Bingöl’de örf ve adet bakımından eski Türk kavimleri ile birçok benzerlikler görünür. Örneğin: Orta Asya’da çocuğuna kızan bir anne, “Tanrı seni geri alsın” manasında “Umay seni alsın” der, bölgedeki kadınlar da aynı durumda “Uma tu bigu” sözünü kullanır.

Çuvaşça Karadeniz’in kuzeydoğusunda, bugünkü Çuvaşistan sınırları içinde konuŞulan bir Türk lehçesidir. Yakut Türkçesi gibi zaman içinde ana Türkçeden ayrılarak ayrı bir dil olmuştur. Çuvaş dili üzerine yapılan araştırmalar bu dilin “Altay Dilleri” ya da “Türk Moğol Dilleri” arasında yer alan bağımsız bir dil olmadığını, fonetik, gramer ve sözlük bakımlarından birçok ayrılma göstermekle birlikte; diğer Türk Şivelerinde kaybolan birçok eski özellikleri koruyan tam manası ile bir Türk Şivesi olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Volga bölgesinde 1.3 milyon kadar bir nüfus tarafından konuşulan Çuvaşça, 1875’ten bu yana yazılı bir dildir (Benzing ve Menges 1978: 3). Zazacanın ihtiva ettiği Altay dil varlığı en çok Türkçe ve Çuvaş diline yakın olup, Türkçenin diğer lehçe ve Şivelerine uzaktır. Zazaca diğer lehçe ve Şivelerden çok daha erken ayrılmıŞtır. Zazaca’nın Türkçenin Çuvaş lehçesinden ayrılmış bir dalı olduğu kabul edilmektedir. Zazaca daha sonraki dönemlerde kuvvetli bir Farsça etkisine maruz kalmıştır. Zazaca’da olan Farsça kelimelerin çoğu Türkçe kelimeler ile karışıktır.

Makalenin Tamamı

                                                              *****

Prof. Dr. Orhan TÜRKDOĞAN

İslâm öncesi Türk tarihini inceleyen antik çağ düşünürü Kâzım Mirşan da Zaza boylarının Proto-Türk topluluklarının kültür değer ve miraslarını taşıdığını kanıtlarıyla ortaya koymaktadır. Hatırlanacağı üzere, Mirşan’a göre Zazalar D.Ö. 500 yıllarında Doğu Anadolu’da yaşayan Qarluqların (Karluk Türkleri) kültür izlerini taşımaktadır. Günümüzde, yukarıda belirttiğimiz üzere, Zazaca’da rastladığımız Tanrı anlamındaki Uma (Umay, Humay) Quarluq yazıtlarında da aynen geçmektedir.

Mirşan’a göre, Pers Kralı 1’inci Dareios’un (M.Ö.522-486) Bisütun kayalıklarında yazdırdığı kitabede Tunceli ve havalisini Zu-Za adı ile anmaktadır. Babilliler ise Zazalara “Zou-Zou” diyorlardı. Zaza isminin anlamı üzerinde durabilmek için, şu deyimleri gözden geçirmemiz gerekir. Şöyle ki, 142 no’lu yazıt: “UZUZ ÖG U”, 139 no’lu yazıt ise “UZ-UZUM ÖG”. Bu metinlerde geçen “UZUZ A” (öbür dünyaya transforme olacaklarına inanan kişilerdir) Zaza ismine karşılıktır.

Ön Türk tarihi üzerinde çalışan Mirşan’a göre: “Zazalar çok eski bir Türk boyudur ve bugünkü Türkçe ile Zazaca arasında önemli ilişkiler vardır.” Bunun için de Mirşan, Zazaca-Tatarca-Türkçe olmak üzere üçlü bir kategori oluşturmakta ve çok sayıdaki sözcüklerdeki benzerliklere dikkatimizi çekmektedir. Şöyle ki, Zazaca Baltuz, Tatarca Baldız, Türkçe Baldız; Zazaca Aney, Tatarca Eniy, Türkçe Anne; Zazaca Sıt (Şıt), Tatarca Süt, Türkçe Süt gibi…

Kâzım Mirşan, Proto-Türk metinlere dayanarak Zazaca ile Tatarca ve Türkçe dil benzerlikleri üzerinde durmak sûretiyle Zaza topluluklarının tamamen Türk boyu olduğu tezini ileri sürmektedir. Bu önemli bir sonuçtur. Çünkü lengüistik alandaki yaklaşımlar bize kimlik belirlenmesine önemli ipuçları verebilmektedir.

Kaynak:

Zaza-Kürt ve Alevî-Sünnî Gruplarla Söyleşi (2023 Dergisi Temmuz 2010)

Bütün Yönleri ile Zazaları Kürtleştirme Operasyonları (2023 Dergisi Ocak 2012)

İslam Öncesi Kürt Tarihi, Kırmançların 2500 Yılı ve Zazaların Daha Eski Geçmişi (Kâzım Mirşan)





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GÖKTÜRK DÖNEMİ KIYAFETLERİ

ANTİK MISIR VE TÜRKLER

AMERİKA'NIN TÜRKLER TARAFINDAN KEŞFİ