TARİH BOYUNCA TÜRKLERDE ASTRONOMİ

 

Astronom Hükümdar Uluğ Bey

Prof. Dr. Yavuz Unat

Eski Türklerde Astronomi ve Kozmoloji,Orta Asya Türk (Türkistan) tarihi M.Ö. 8000’lere ve hatta çok daha eskilere kadar götürülmektedir. Arkeologlar tarafından bugün de sürdürülmekte olan kazılarda, taş devrinden kalma çanak ve çömleklere, çakmak taşından ve taştan yapılmış topuz veya kargı biçimindeki silahlara, buğday ve arpa yetiştirildiğine ilişkin izlere rastlanmıştır. Daha sonra, demir kullanılıncaya kadar geçen süre içinde hayvanlar evcilleştirilmiş, bakır ve kurşundan çeşitli eşyalar yapılmıştır. İlk defa alaşım olarak bronzu kullanan Türklerdir.

Demir devrinden sonra, iklim koşullarının bozulması nedeniyle, Türklerin güneye doğru göç ettikleri görülmektedir. Orta Asya’da atı evcilleştirmişler ve M.Ö. 2800 yılı sıralarında arabayı icat etmişlerdir. Evrenin çeşitli görünüşlerini, mekan ve zaman içinde tüm evreni kapsayan bir düzen olarak açıklama girişimi proto Türk sanılan Çu’lara (M.Ö. 1059–249) atfedilmektedir.  

Çu’lara göre evren ve evrenin görünüşleri, gök ve yeryüzünü temsil eden ve birbirini tamamlayan iki zıttan, iki evrensel nefesten oluşmuştur. Çu’ların bu kozmolojine evrensel olma iddiasında bulunduğundan “Evrenselcilik” ya da “Evrencilik” adı verilmektedir. Çu’lara göre evren, silindirik gövdeli ve kubbeli bir otağa ya da üstünde otağ şeklinde şemsiye bulunan iki tekerlekli bir arabaya benzer. Şemsiye 28 bölümdür ve bunlar 28 burcu; arabanın iki tekerleği ise Güneş ve Ay’ı temsil eder. Gök bir kubbe biçiminde; yeryüzü ise dört veya sekiz köşelidir ve deniz içinde yüzer. Kutup Yıldızı (Altun Kazguk – Altın Kazık ya da Demir-Kazguk – Demir Kazık) gök kubbenin merkezidir. Bu kubbe, altın veya demirden bir kazık, yani Kutup Yıldızı çevresinde, muntazam bir hızla döner. Kutup Yıldızı göğün hükümdarıdır; göksel tanrının sarayıdır. Etrafındaki yıldızlar hükümdarın ailesine ve etrafındakilere benzer. 

Burçları taşıdığı düşünülen ekliptik çarkı ise buna dik olarak yerleştirilmiştir. Hükümdarın arabası Yitiken (Yedi Hanlar, Büyük Ayı Takımyıldızı), Kutup Yıldızı’na bağlı olarak dairesel hareket yapmaktadır. Bu yıllık takvimi belirler. Yıllık dolanımın yanında yıldızları taşıyan gök çarkının da dolanımı vardır. Gökteki bu düzen, Yeryüzü’ne de yansımıştır. Kutup Yıldızı’nın tam altında, Yeryüzü’nün yöneticisi olan hakanın oturduğu kent bulunur. Ordug adı verilen bu kentin plânı da göksel düzeni yansıtır. Nasıl gök, kutup yıldızının çevresinde dönüyorsa, toplumdaki işler de hükümdarın çevresinde dönmektedir. 


Semerkand Gözlemevi ve Uluğ Bey

15. yüzyıl Türkistan için parlak bir dönemdi. Bu yüzyılda burada bilimsel faaliyetler Timur’un (1369-1405) çabalarıyla yoğunlaşmış, bir entellektüel canlanma başlamıştır. Timur bilimi desteklemiş, bilim insanlarını etrafında toplamaya başlamış ve bu amaçla çeşitli kurumlar inşa ettirmişti. Özellikle kendi başkenti olan Semerkand’a büyük önem veriyordu. Semerkand şehri, daha çok Timur’un torunu Uluğ Bey’in (1394-1449) çabalarıyla bir bilim ve kültür merkezi haline geldi. Uluğ Bey, hem hükümdar hem de çağını aşmış bir bilim insanıydı. Özellikle gökbilim ve matematiğe yoğun ilgi göstermiş ve hayatı boyunca bu bilimlerle uğraşmıştı. Ününü de bu alandaki çalıflmalarına borçludur. Uluğ Bey’in, hükümdarlığı sırasında Semerkand’da kurduğu medrese ve gözlemevi de bilim tarihi açısından oldukça büyük önem taşır. Bu gözlemevinde yapılan çalışmaların sonuçlarını içeren Uluğ Bey Zîc adlı eseri Doğu’da ve Batı’da uzun yıllar bir başvuru kaynağı olarak kullanıldı. Bu gözlemevinde, Matematiğin Anahtarı adlı eserinde ondalık kesirleri kuramsal yönden inceleyen Gıyasüddin Cemşid el-Kafli (?-1437), Uluğ Bey Zîci'nin hazırlanması na katkıda bulunan Kadızâde-i Rûmî (1337-1412) ve Fatih Sultan Mehmet’in isteğiyle İstanbul’a yerleflen Ali Kuşçu (ölümü 1474) çalışmalar yaptılar.

Makalenin Tamamı

Eski Türkçe Gök Bilimi (Astronomi) Terimleri

Memlûk Astronomisi

Kopernikten Önce Yusuf Has Hacip

Uluğ Bey Ay'da

Türk Astrolojisi 1 

Türk Astrolojisi 2


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GÖKTÜRK DÖNEMİ KIYAFETLERİ

ANTİK MISIR VE TÜRKLER

AMERİKA'NIN TÜRKLER TARAFINDAN KEŞFİ