TÜRK KÜLTÜRÜNDE AT ARABASI
Yard. Doç. Dr. Şayan ULUSAN ŞAHİN
Türkler tarih
sahnesinde atlara olan ilgileri ve at yetiştirici özellikleriyle
tanınırlar. Türkler, koşum takımlarını, üzengi, eğer ve
dizgini keşfederek ata binmek ve ona hakim olmak sayesinde hızlı
bir nakil ve muharebe aracı elde etmişlerdir. Dolayısıyla,
Türklerin bu at sevgisi, atlı araba kültürünü de beraberinde
getirmiştir.
At ile birlikte araba
da Türklerde kullanılmaya başlanmıştır. M.Ö.IV yüzyılda
Türkler arabayı kesinlikle kullanmışlardır. Oğuz Destanı’nda
kağnının kullanılmasından değil, bizzat icadından
bahsedilmektedir.
Arabayı “bir hayvan koşma kültürü” (Ögel 1978: 395) olarak
da açıklayabiliriz. Ancak, arabanın kullanılmasından önce,
hayvanlar ehlileştirilmiş olmalıdır. Hayvanların
evcilleştirilmeye başlanması ilk olarak Asya’da başlamıştır.
Bu sebepledir ki, araba, Asya’da yani hem tekerlek hem de evcil
hayvanların görüldüğü bir yerde icat edilmiş olmalıdır (Türk
Ansiklopedisi 1949: 3/194). Çin kaynaklarına göre atlı araba M.Ö.
2000 yılında Türkler tarafından kullanılmıştır. Ayrıca
Türklerde ‘oturma arabası’ vardır. Bu araba Çin kaynaklarında
‘keçe arabası’ olarak geçmektedir. Bir Türk kabilesi olan
Tobalar da da, ‘ilahi bir araba’dan bahsedilmektedir. Buna göre
bazı Türk kabilelerinde arabanın dini bir önemi olmalıdır. Çin
kaynaklarında geçen, ‘Hunlarda araba yapan ustalar yoktur, çünkü
orada herkes araba yapabilir’ kaydı, arabanın Türklerde
kullanıldığını göstermektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder