Prof. Dr. Ahmet Taşağıl
Avar’lar,
Avrupa tarihinde Hun’lardan sonra büyük ölçüde etkili olan
ikinci Türk kavmidir. Hakikaten Avar’lar, Attila gibi büyük
liderleri olmamasına rağmen, Avrupa’nın ortasını ve doğusunu
sarsmış ve etnografik yapısını değiştirmişlerdir. Yaklaşık
558-805 yılları arasında siyâsî varlıklarını yaşatmış
olmalarıyla birlikte, kültürel etkileri yıkılışlarından sonra
da asırlarca devam etmiştir.
Avar’ların
menşei konusunda önceleri bir çok tartışmalar yapıla geldiği
halde Moğol olmayıp, Türk oldukları artık kesinlik kazanmıştır
. Hazar denizinin kuzeyinden Fransa içlerine kadar çok geniş bir
sahaya yayılan Avarlar, Bizans kaynaklarında “Abares, Abaroi”,
Latin kaynaklarında “Awares”, Slav kaynaklarında “Aban, Obri,
Obor” şeklinde zikredilmişlerdir.
Prof.Dr. Bahaettin Ögel
Orta Aavrupa'da Avar devleti kurulduktan sonra, Avar hükûmdarı
Bayan Kağan, özellikle Slav kavimlerin toplumsal yapısında bir
çok değişiklik ve yenilik yapmıştı. 584 de Efes Piskoposu
Suriyeli Johannes, Slavlar için şöyle diyordu: " Eskiden
ormanların içinden çıkmaya cesaret edemeyen slavlar, artık
Avarlar ile birlikte savaşa katılıyor, altınları gümüşleri ve
at sürüleri var". Öyle anlaşılıyor ki, Avarlar,
hayvancılık konusunda Slavlara çok şeyler öğretmişti.
Peisker'e göre Eflâk'da "Çobanlık kültürünün"
gelişmesinde Avarların büyük etkisi olmuştu. Slav dillerine
Avarlardan geçmiş olan Türkçe unvanların ünlülerinden
biri de, Zupan veya Jupan'dır. Bunun aslı, Çoban'dır. Türlü
Türk zümrelerinde Kopan, Yopan ve çoban şeklinde geçer. Bu
ünvan, Slav dillerine Zupan şeklinde girmiş ve bugüne kadar devam
edegelmiştir. Bu ünvanları taşıyan reislerin, Çobanlıkla
ilgileri bulunmadığını bilmiyoruz. Bu ünvana, Göktürklerin,
On-ok boylarının reislerinde de rastlıyoruz. Bir gerçek varsa,
Avarların Slavlara hayvancılığı ve at beslemeyi öğrettikleri
ve savaşlarda da, bunları yanlarına katarak, akınlar yaptıkları
idi.
Avar Türkleri Adriyatik denizinin kıyısında, bugünkü Arnavutluk
ve Karadağ sınırında Avarorum Cvitates adlı kenti
kurdular zamanla bu ad Antibar-Tivar-Bar şekline
dönüştü. ( Prof.Dr. Muzaffer Tufan, Türk Kültürü Dergisi, Sayı: 353 )
AVARLAR VE BOSNA : İKİ MİLLET BİR
TARİH
Doç.Dr. Osman Karatay
Eski
çağda Güneydoğu Avrupa'nın kabaca bugünkü Ukrayna ile
Balkanların etnik yapısı şimdikinden bambaşkaydı ve o zamanlar
şimdiye benzer hiçbirşey bulunmuyordu. Eskiçağın sonlarına
doğru Almanya^dan gelen German toplulukları bu bölgenin görünümünü
değiştirmeye, kalabalık yerleşimciler olarak bu toprakları
sahiplenmeye başladılar ama bu durum
iki asır bile sürmedi. Doğrudan gelen Hunlar ve onları takip eden
Bulgar ve Avar gibi diğer Türk halkları, kuzeyde bol nüfuslarıyla
iyi bir insan kaynağı sunan Slav kitlesini kışkırtarak ve yol
göstererek güneye saldırdılar. Böylece Türk idaresinde ve Slav
nüfuslu çok sayıda yapı oluştu. Bölgedeki herhangi bir devletin
köklerinde Türklerin bulunması bu yüzden şaşırtıcı değildir.
Bosna'ya
özel Avar mirasını Bosna'nın bizzat kendi varlığı olarak
düşünmeliyiz. Öbür türlü, kültürel sahada ve dil alanında
Sırp, Hırvat, Sloven ve Slovaklar da yaklaşık aynı şeylere
varis olmuşlar, hatta Jupan ve ban kelimelerinde olduğu gibi
sonraki zamanlarda bu etki bir zamanların Avar siyasi sınırlarını
aşarak Rusya ve Lehistan'a kadar ulaşmıştır. Bosna, bir Avar
mirasçısı olarak ortaya çıkınca, devlet aygıtında eski Türk
siyasi uygulamalarını görmek doğal olmaktadır.
 |
Avar Eserleri Metropolitan Müzesi NY ABD
|
AVAR TÜRKLERİNİN SANATI
Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu
Doğu Avrupa'da Avar
Türklerine ait birçok arkeolojik merkez ve bu merkezlerden
çıkarılmış sanat eserleri ele geçmiştir. Avar mezarlarının
bir kısmı kurganlı (kurgan) mezar olmakla birlikte çoğunluğu
daha basit mezarlardan oluşur.
Kazı
ve araştırmalar özellikle Macar bilim adamları tarafından
gerçekleştirilmiş olup, buluntuların önemli bir bölümü Macar
Milli Müzesi'nde muhafaza edilmektedir.
Avar kağanlarına veya hükümdar ailelerine ait olduğu düşünülen
bazı mezarlar vardır. Bunlar Macaristan'da Kunszentmiklos
Kunbabanyi'deki kağan mezarı, Bocsa'daki hanedandan birine ait
mezar, Bekes, Kunagotai ve Szolnok bölgesindeki Kunmadarasi'deki
mezarlar (kurgan) dır. Csongrad bölgesinde Csengele ve Csanytelek
bölgesindeki mezarlar ise küçük bölgelerin yöneticilerinin
mezarlarıydı. Bu mezarlar kurgan şeklinde idi.
Bir Orta ve İç Asya
icadı olan demir üzengi Avrupa'ya Avar süvarileri ile
tanıtılmıştır. Üzengilerin bazen gümüş kaplama örneklerine
rastlandığı gibi, bir çift altın kakmalı Avar üzengisi de
bulunmuştu. Silahlar arasında özellikle kılıçlar çok
kalitelidir. Karadeniz'in kuzeyinde 7. yüzyılda uzun Sarmat
kılıçları yerini tek ağızlı kılıçlara bırakmış olmakla
birlikte, tipik eğri kılıçlar da daha az oranda da olsa
kullanılmıştır.Mızraklar da Hunlardakinden daha ağır
idi.
Kaynaklar:
Yorumlar
Yorum Gönder