ESİK (ISSIK) KURGANI VE ALTIN ELBİSELİ ADAM, İSKİT TÜRKLERİ’NİN PRENSİ
Murat Arık
Esik Kurganı (Issık), Kazakistan’da, Alma-Ata şehrinin doğusunda ve 50 kilometre uzaklığında –bir kazak deyimiyle elli şakrım mesafede akan Issık nehrinin sol kenarındaki Issık gölünün kenarında, Esik avdanı yani Kapı Kazasında Esik mezarlığı kompleksi içinde bulunmaktadır. Mezarlık büyük toprak kurganından oluşarak güneyden kuzeye toplam 3 kilometrelik alanı kapsamaktadır. Çoğunlukla bunlar hakanların gömüldüğü kurganlardır.
Çapı 30 metreden 90 metreye ve yüksekliği 4 metreden 15 metreye kadar olan kurganların hemen hemen hepsinin tepesinde derin huniler-yama izleri bulunmaktadır. Esik kurganın Türk dil bilimi açısından da önemi büyüktür. Bütün kalıntıların en önemlisi, üzerinde bir tasvir(betimleme, halk ağ zında resim) olan gümü kâsedir ki bu Kazakistan topraklarında keşfedilmiş yazılı dil ile ilgili en önemli eskiçağ kanıtıdır.
Esik kurganı üzerinde yapılan laboratuar çalışmaları ve radyo karbon analizlerinin neticesinde; tolgasından(miğfer, başlık) çizmesine kadar altınla bezenmiş tiginin (prensin), 17–18 yaşında bir genç olduğu ve kurganın da takriben MÖ. 5. veya 4. yüzyıllarda inşa edildiği tespit edilmiştir. Kurgan’ın envanterinde görülen eserlerin zenginliği ve tiginin vücudunu saran zırhın ve altındaki pantolonun üzerinde bulunan altın plakaların debdebesi(görkemi),mezarda bulunan ceset’in asil bir genç ya da bir kağan oğlu olabileceği hususunu hemen aklımıza getirmekte hatta kesin aidiyet göstermektedir.
Genç’in parmaklarında iki altın yüzük bulunmakta, ayağındaki ata binmeğe müsait, yumuşak çizmenin konç(ayağa giyilen eylerde ayak bileğinden baldıra kadar olan bölüm) kısmında altından süs plakaları yer almaktadır.
Erken iç Asya Tarihinde kimilerine göre sadece küçük bir topluluktan ibaret olan Türkler (Proto-Türkler) Orta Asya coğrafyasında konar-göçer atlı göçebe bir topluluktu. Ancak bu görüş ve buna paralel diğer görüşler Türklerin kültür tarihinin yanlış bilinenlerinin değişmesi ile büyük ölçüde azalmıtır. Başta hem sanatsal değeri olan hem de yazılı belge niteliğinde ki değerli arkeolojik buluntuların Esik kurganından çıkarılmasıyla ortadan kalkmıştır.
Çünkü Esik kurganı buluntuları tespit edilen Türk Kültür tarihinin zenginliğine ışık tutması açısından da çok önemlidir.Kurganlardan çıkarılan buluntular Türkler’in giyim-kuşamları, özellikle askeri kıyafetlerini de yansıtmaktadır. Konumuz olan Esik Kurganından çıkartılmış olan “Altın Elbiseli Adam” ın kıyafeti bunun en güzel örneğidir.
Ayaklarında çizme, üzerinde pantolon ve üzeri kemerle sıkıtırılmış ceket ve başında da sivri bir başlık taşımaktadır. Hatta kurgan buluntularına göre bir süvarinin zırhı ve teçhizatının ne kadar ağırlıkta olduğu da Kurganlardan çıkarılan buluntular ve yüzey araştırmaları sonucunda kayalara tasvir edilmiş resimlerden Türk dini inancı hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Bu buluntu ve kalıntılar sayesinde Türk dini inancı büyük ölçüde açıklığa kavuturulmakta, arkeoloji dinleri tanıtmak hususunda büyük yardım sağlamaktadır. Kurganlara konulan içinde gıda maddesi konulmuş kaplar, kapların süslemeleri, halı ve keçeler, özellikle madeni eşyalar Türkler’in inancıyla yakından bağlantılıdır. Ayrıca, önemli şahsiyetlerin mumyalanması ve ölüler gömüldükten sonra yapılan temizlenme işlemlerine temel oluturan buluntularda Türkler’in inancıyla bağlantılıdır.
Kazakistanda Üç Altın Adam (Türksoy Dergisi Sayı: 23 )
Yorumlar
Yorum Gönder