DAMGALAR
Dr. Osman Mert
Sınırlarını, yollarını, sahip olduğu önemli kodları damgalarla işaretleyen, kalıcı kılan, tekrarlayan Türk boyları, söz konusu kavramlarla diğer / öteki kültürlerden kendilerini ayırarak / tanımlayarak boylar arasındaki bağları oluşturan kültürel kodları korumuş, zenginleştirmiş ve tarihî süreçte “millet kavramı”na ulaşmıştır. 21. yüzyılda bile halı, kilim, bıçak, kama gibi eşyalara, mezar taşlarına, heykellere işlenen damgalar, Türk boylarının / milletinin en önemli ortak kodları arasında yer almaktadır. Ticarî ve kültürel etkileşim gibi (boylar arası, ve kültürler arası) ilişkilerde yazının yanı sıra (marka, imza gibi) kullanılan damgalardan hareketle bugün bile Türk boylarının yaşadığı coğrafyayı belirlemek, hangi boyun hangi coğrafyada hüküm sürdüğünü ortaya koymak mümkündür. Zira farklı nedenlerle coğrafya değiştiren Türk boyları gittikleri yerlere damgalarını da taşımışlardır.
Kağanlık damgası gibi çok özel bir takım damgalar hariç boy ve aile damgaları zamanla boyları oluşturan ailelerin sayısına paralel olarak (Bömbögör yazıtı üzerindeki damgalarda da görüldüğü gibi) küçük değişikliklere uğramıştır. Söz konusu gelişme gerçekleşirken hem boyların damgalarının ana çizgileri korunmuş, hem de eklenen küçük bir çizgi / fark ile yeni bir aile damgası oluşturulmuştur / türetilmiştir. Dolayısıyla yeni bir aile kodlanırken, hem ailenin mensubu olduğu boy ile olan ilişkisi korunmuş hem de ailenin boya olan bağlılığı teyit edilmiştir. Damgalar oluşturulurken / türetilirken ana çizgiler korunduğu için Türk boylarının aralarındaki bağları günümüzde bile büyük ölçüde belirlemek mümkün olmaktadır.
Not: Resimdeki iki başlı teke; Yer-Gök ikilisini temsil edebileceği gibi, iyilik ve kötülüğü ya da iki bölgeden oluşan tek yönetimi de gösterebilir.
Yorumlar
Yorum Gönder