TÜRK KÜLTÜRÜNDE TURNA VE GÖBEKLİTEPE
Doç. Dr. Mehmet TEMİZKAN
Gökyüzünün kutsal, buna karşılık yeryüzünün kötü kabul edilmesiyle ölüm arasında da bir ilişki vardır. İnsanların iyi ve kötü olmalarının tabiî bir sonucu, insan ruhunun da“yaruk” (parlak, aydınlık) ve “kararıg” olmak üzere iki yönünün bulunduğuna inanılmaktaydı. Ölümden sonra, “kararıg” ruh yeraltına giderken “yaruk” ruh, buhar olup gökyüzüne uçmaya çalışmaktaydı. Ruh, bazen de “turna” şekline girerek göğe uçuyordu. Kutsal olan ata ruhunun kaplan gibi bir güç tarafından kapılmasını önlemek için, ölümün simgesi olan kuzeye doğru dönülerek ruh geri çağrılmaktaydı. Bu tören, uzakta ölenler için de yapılmaktaydı . “Buhar olup” ya da “turna şekline girip” gökyüzüne uçan ruh, geri çağrıldığında da muhtemelen yine “buhar” veya “turna” olarak dönmekteydi.
![]() |
Urfa Göbeklitepe Turnaları |
Ruhun iki yönünün bulunması ve ölümden sonra gittikleri yerlerle ilgili bilgilerin en eski kaynağı, Çin’deki Çu dönemiyle ilgili kayıtlardır. Emel Esin, Eberhard’ın Çuların çoğunluğunu Proto-Türk kabul ettiğini kaydettikten sonra, “... Kâinatın çeşitli tezahürlerini, mekan ve zaman içinde tüm evreni kapsayan bir düzen olarak açıklama girişimi, Proto-Türk sanılan Çu'lara atfedilmektedir ya da Çu'lar bu kozmolojiyi anavatanları olan İç Asya’dan getirmişlerdi.” demektedir. Bu ifade, söz konusu inancın Türklere ve İç Asya’ya ait olduğunu düşündürmektedir.
El Medinî de, “Türklerin becerikli bir ordu önderinde on hayvanın özelliklerinin bulunmasını istediklerini, bu on hayvanın arasında da turnanın uyanıklığı temsil ettiğini” söylemektedir.
Altay Türkleri arasında kutsal kabul edilen kuşlardan biri, turnadır. Eşli ve eşine sadık kuşlardan biri olan turnanın öldürülmesi kesinlikle yasaktır.
![]() |
Göbeklitepe Damgaları'nı Okuma Denemem |
On bir veya on iki bin yıl öncesine tarihlenen Göbekli Tepe tapınaklarında aslan, tilki, yılan ve yaban domuzu… ile birlikte bir figür olarak yer alan, Hristiyan sanatında da “ihtiyat, sadakat, uyumluluk ve başarı sembolü” turnanın Uzak Doğu kültürlerine ait olup göçlerle birlikte Türkler tarafından Batıya taşınmış olduğu görüşü, kesinlik kazanmış değildir.
Zaten, Çin kültüründe de “uzun ömürlülük” yanında, bilgeliğin de simgesidir. Turna, ayrıca “baba-oğul” ilişkisini de simgeler. Uzun ömür simgesi olarak “çoğu zaman çam ağacı ve taşla beraber tasvir edilir” . Türk kültüründe, sadece uzun ömür değil ölümsüzlük sembolü olması, tek başına kullanılması ve Batıya göçmemiş Türkler arasında da bulunması turnanın göçlerle birlikte Türkler tarafından Batı’ya taşındığı fikrini zayıflatmaktadır.
Bu kuşun eski Türk kültürüne ait olma ihtimali, -kanaatimizce- Uzak Doğu kültürlerine ait olma ihtimalinden daha fazladır.
![]() | |
|
Çu'lar döneminde veya daha öncesinde, Türkler tarafından Çin’e getirilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Bir kültürün başka bir kültürden birtakım şeyleri alması gayet tabiîdir; ancak yabancı bir kültürden aldığı unsurları bir inanç sisteminin merkezine yerleştirmesi, oldukça zayıf bir ihtimaldir. Çok geniş bir coğrafyada ve yaklaşık iki bin yıllık bir zaman zarfında, İslam dinini kabul edenler ve etmeyenler tarafından hemen hemen aynı çerçevede kullanılmış ve kullanılıyor olması da turnanın kökeninin yabancı bir kültür olması ihtimalini zayıflatmaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder