TÜRKLERDE BALIKÇILIK
![]() |
İskit Türklerinin Altın Balığı Witaszkowo-Polonya (B.Tarhan Albümü-2014) Altes Müzesi, Berlin |
Dr. Valentyn Stetsyuk
Dinyeper ve Don ırmaklarıyla bu ırmakların ayakları mersin, turna, levrek, yayın ve diğer balık türleri açısından oldukça zengindi. Bu nedenle, balıkçılık SS (Ahşap-mezar) insanı için özel bir öneme sahipti. İnsanlar boynuzdan yapılma kancaları olan oltalar, ağlar, balık yakalama tuzakları ve balıkçılık sepetleri kullanırlardı. SS kültürünün ortaya çıkartılan pek çok yerleşim merkezindeki yemek kalıntıları içerisinde bol miktarda yayın balığı puluna rastlanmıştır. Yayın balığı isminin çortan, çöke, süyrük, sazan vb. diğer balık isimleri gibi pek çok Türk lehçesinde yaygın bir şekilde bulunuşu ilginçtir. Tersine, Hint Avrupa dilleri balık türleri için ortak adlandırmaya sahip değildir ve bu diller kimi isimleri Türkçeden ödünç almıştır. Örneğin, Doğu Slavca sazan, abak Türkçe menşelidir. Latince sarda, sardina da köken itibariyle Türkçe ortan’dan gelmiş gözüküyor. Tüm bunlar Türkler arasında uzunca bir geçmişe sahip olan balıkçılık geleneğinin Eski Türk topluluğu dönemine kadar gittiğine delil teşkil etmektedir. Bu sebepten Türklerin türeneği İç Asya’nın susuz bozkırlarına yerleştirilemez.
*****
Doç.Dr. Hasan Hüseyin Atar
Yrd.Doç.Dr. Celal Ateş
İskitlerin sofralarından ton ve mersin balıklarının eksik olmadığını, Orhun abidelerinde geyik avları, yabani ördekler, balıklar ve balık ağlarının yer aldığını, aynı devirde Kırgızların kuş ve balıkları da takdimeler arasına kattıklarını görülmektedir.
MS 834’de inşa edilen Hazarların başkenti Sarkel’in halkı şehrin yakınındaki Don nehrinde balık avlıyor ve şehir bir balıkçılık merkezi hâlini alıyordu.
Divanü Lügati’t Türk’te altı yerde balıktan bahis var: “Ol manga balık sarmaştı” (O bana sudan balık çıkarmakta yardım etti), “Balık eligdin sıdhrıldı” (Balık elden sıyrıldı)… Nimet-nâme-i Nâsır-şâhi adlı yemek kitabında da balıktan yapılan yahnilerden bahsedilmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder