SIRRINI KORUYAN BİR DİL : ETRÜSKÇE
Doç.Dr. Halûk Berkmen
Günümüzden
binlerde yıl önce Ural-Altay dilini konuşan birçok grup insan
doğudan gelerek Akdeniz Havzasına ve tüm Batı Avrupa yarımadasına
yerleşmişlerdir. Bu gruplardan Etrüsk adı verilen ve bugünkü
İtalya'da iz bırakmış olan Roma öncesi medeniyetin dili ve
yazısı hâlen ve tam olarak çözülememiştir. Etrüskçe ile
Türkçe arasında hiçbir ilgi bulunmadığını ve göze
çarpan benzerliklerin birer tesadüf olduğunu savunanlara karşı
artık bilimsel gerçeklerle çıkmanın vakti geldi
kanısındayım.
Etrüskçenin tam olarak çözülemeyişinin
esas nedenlerinden biri de Erken Etrüsk olarak adlandırdığımız
kültürün Yunan etkisi altında tanınmayacak derecede değişmiş
olmasıdır. Bu olgu kabul edilmediği sürece, yani asıl olanla
ödünç alınan birbirinden ayırt edilmediği sürece, Etrüskçenin
çözülebileceğine dair fazlaca umut beslememek gerekir. Bu ayrımı
ise belki de Etrüskçenin dışında sağlamak gerekecektir. Önce
Asya'dan Avrupa'ya ve Anadolu yarımadasından Akdeniz adalarına
yayılmış olan yazıtları tam olarak okuyup anlamak ve bu kadîm
Ural-Altay dili ile Türkçenin (veya Proto-Türkçenin) ilişkisini
ortaya çıkarmak gerekmektedir. Bu amaç gerçekleşince Etrüskçeyi
okuyup anlamak sorun olmaktan çıkacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder