DAĞLAMA GELENEĞİ
![]() |
İskit/Hun Pazırık Kurganlarından Çıkan Kalıntılara Göre Betimlenmiş Amazon Savaşçısı |
Prof. Dr. İlhami DURMUŞ
Türk kültür çevresinde dağlama yazılı belgeler ışığında M.Ö. 5. yüzyılın ortalarına kadar gitmektedir. M.Ö. 5. yüzyılda İskitler dağlamayı bedeni güçlendirmeye yönelik uygulamaktadırlar. Bedeni güçlendirmeye yönelik dağlama sağlam uzuv üzerine yapılmaktadır. Bu tür dağlamalarda hastalıklı bir uzvun iyileştirilmesi söz konusu değildir.
Hippokrates bu hususta kayda değer bilgiler vermektedir. Onun bildirdiğine göre: “Avrupa’da İskit bodunu bulunur. Azak denizi çevresinde otururlar, diğer bodunlardan farklıdırlar. Sauomatlar diye de adlandırılırlar. Bunların kadınları kızoğlankız oldukları sürece ata biner, ok atar, at üstünde kargı savurur ve düşmanla savaşır. Üç düşman öldürmedikçe evlenmezler; töre gereğince hayvan kurban etmeden kocalarıyla aynı evde (göçerev, araba) oturmazlar. Bir kız kocaya varınca, genel bir seferberlik zorunluluğu ortaya çıkmadıkça, ata binmeyi bırakır. Sağ memeleri yoktur; daha çocuk iken anaları, bu iş için yapılmış tunçtan bir aracı kızdırıp sağ memeye bastırarak dağlar, böylece memenin büyümesini önler. Bütün güç kuvvet sağ omuzla sağ kola akar” ( Hippokrates: 17 http://s155239215.onlinehome.us/turkic/10_History/HippocratesSarmatScythians.htm ).
“İskitlerin bedenleri çok nemlidir. Konar-göçer İskitlerin hemen hepsi, omuzlarını, kollarını, el bileklerini, göğüslerini, kalçalarını, bellerini başka bir şey yüzünden değil, yapılarının nemli, gevşek oluşu yüzünden dağlar. Yoksa ne okçular yay gerebilir, ne de kargıcılar nem ile gevşeklik yüzünden, omuzdan kargı savurabilirler. Dağlarlarsa nemin büyük bölümü eklemlerden çıkar kurur, beden daha dinç, daha besili, daha sıkı olur” (Hippokrates: 20 http://s155239215.onlinehome.us/turkic/10_History/HippocratesSarmatScythians.htm ).
Hastalıkların tedavisine yönelik dağlama daha çok Göktürk döneminden sonra ortaya çıkan Türk topluluklarında görülmektedir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de belirgin bir şekilde takip edilebilmektedir. Kültürel süreklilik içerisinde günümüze kadar ulaşmış durumdadır. İnsanın bedeninde ortaya çıkmış bir takım hastalıkların, özellikle yara ve şişliklerin tedavisinde dağlama söz konusu olmaktadır. Bedenin baştan ayağa kadar birçok yerine dağlama yapılmaktadır. Türk kültür çevresinde bu tür dağlama yaygınlık göstermektedir.
Türk kültür çevresinde en yaygın dağlama biçimi hayvan ve eşyanın tanınmasına yönelik olanıdır. Özellikle geniş otlaklarda yayılan hayvanların karışmasını önlemek için dağlama yoluyla damgalandıkları görülmektedir. En çok atların bu şekilde dağlandıkları dikkati çekmektedir. Bu gelenek Türk kültür çevresinde kültürel süreklilik içerisinde günümüze kadar ulaşmıştır.
Genel olarak bu üç dağlama şekline birlikte bakıldığında İskit, Hun, Göktürk, Uygur, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde dağlama yaygın olarak görülmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder