CHOU (M.Ö. 1050-249) DEVRİNDE TÜRK HAKAN ŞEHRİ ORDUĞ

 


Prof. Dr. Emel Esin

Çin târihleri, Proto-Türk saydığımız Chou'ların, müstahkem hükümdar şehirlerini nasıl kurduklarını anlatır. Hükümdar şehri, yeryüzünün modelinde bir mikrokosmos olarak tasarlanmakta idi: yeryüzüne ve imparatorluğun sahip olduğu topraklara dönük olarak tam dört-köşe planda olurdu. Dört yöne bakardı.

Temsilî olarak, ana yön sayılan güney tarafı, aynı zamanda, güneşin tepede olduğu zamana , yaz mevsiminin değişim durumuna, öğle saatine, parlaklığa, kırmızı renge, Kuş burcuna (Türklerde Kızıl Sağızğan), imparatora ve erkeklik ile tek sayılar timsali yang mefhumunun evcine (Ying Yang kuramının zirve noktasına) işaret ederdi.

Kuzey tarafı ise ayın zirve noktasına, kış mevsiminin değişim durumuna, gece-yarısına, kara renge, karanlığa, yılanın sarıldığı Kaplumbağa burcuna (Türklerde Kara Yılan burcu), imparatoriçeye ve kadınlık ile çift sayılar timsali yin mefhumuna karşılık gelirdi .

Doğu tarafı güneşin doğuşunu, baharın uyumunu , sabahı, gök rengini, Ejder burcunu (Türklerde Kök-Luu) temsil ederdi. Batı tarafı güneşin batışına, güzün uyumuna, akşama, ak rengine, Kaplan burcuna (Türklerde Ak-bars) karşılık gelirdi . Böylece, şehrin planı hem yeryüzünü hem de Chou takvimini aks ettiriyordu. Chou takvimi, Gök-Türk takvimi gibi, kış değişiminde başlardı

Chou başkentinin konumu hakkında bir kayıt daha vardır: şehrin kuzeyinde bir dağ ve güneyinde bir nehir bulunuyordu (ordu kuzeyinde dağ Türk metinlerinde de vardır).Chou şehrinin kapladığı alan, kapıların sayısı, şehri inşaa eden kişinin kıdemi ile orantılı idi. Örneğin imparator şehri 12 kapılı; 1. derece bey şehri 9 kapılı; 2-3. derece bey şehri 7 kaplı; 4-5. derece bey şehri 5 kapılı idi. Şehrin dokuz sokağı, surlara paraleli ve birbirlerine 90° derece dikey olarak dizilir ve merkezde, mihverler boyunca bir haç teşkil ederdi (türkçe metinlerde tört beltir yol).


 

Surların iç kısmında, şehrin dört çevresini saran bir de devriye sokağı vardı. Erkekler, yang mefhumuna mensub oldukları için, sokağın güney veya doğu tarafında yürürlerdi. Kadınlar, yin mefhumunu temsil etmekte bulunduklarından, sokağın kuzey veya batı tarafında giderlerdi. Sokağın ortası, arabalara ayrılmıştı. Şehrin tam ortasında, göğün kutbunu teşkil eden ve eski Türkçe metinlerin "Temür Kazuğ" ve "Yitiken" adını verip dinî mahiyet atf ettikleri Kutup Yıldızı ve Ayı Burcunun altında, hükümdar köşkü yer alırdı. Hükümdar köşkü dünyanın merkezinde tasavvur edilen kozmik dağı temsil ederdi. Efsâneye göre, imparatorlar, dünyanın merkezindeki dağlar üzerine köşk inşâ etmişlerdi. Chou'ların hükümdar şehri, böylece, göğe, yere, dağlara, güneş ve aya, yıldızlara ve bilhassa hükümdarın ecdâdına adanmış, mukaddes bir şehir mahiyetinde bulunuyordu.

Şehrin köşelerinde, sınırlar belirlendiği zaman dikilen direklerin yerine, ince kuleler inşâ edilirdi. Köşe kuleleri, ilin dört bucağındaki "muhâfız" dağları betimlerdi . Güneşe benzetilen hükümdar, güneşin burçlar boyunca hareketine benzer şekilde gezinerek , dört mevsim sırası ile dört, bucakdaki dağları ziyaret ederdi. Biri Shensi (Ch'ang-ngan) diğeri Honanda (Lo-yang) olmak üzere, Chou'ların iki başkenti vardı. Yine Chou neslinden Wu kralı Ho-lü'nün (M.Ö. 514-496) şehri pek meşhurdu. Bu şehrin güney kapısında ejder ve yılan tasviri vardı.

Makalenin Tamamı

Okra

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GÖKTÜRK DÖNEMİ KIYAFETLERİ

ANTİK MISIR VE TÜRKLER

AMERİKA'NIN TÜRKLER TARAFINDAN KEŞFİ