İSVEÇLİLERİN TÜRK ATALARI
Sn.
Abdullah Gürgün'ün
"Prof. Dr. Sven Langerbring
İsveççenin Türkçe ile Benzerlikleri İsveçlilerin Türk
Ataları" Kitabından
Sven Bring kitapçığını, Johan Ihre'ye gönderilen bir mektup
şeklinde kaleme almış. Johan Ihre de, zamanın adalet bakanının
danışmanlığını yapan önemli bir bilim adamıydı. Kendisine
asalet verildikten sonra soyadı Lagerbring olan Sven Bring, dil
araştırmacısından çok, tanınmış bir tarihçiydi. Dil
bilimini, tarih araştırmalarının içini doldurmak ve bu alanda
vardığı sonuçlara bir ağırlık kazandırmak için kullandığım
savunurdu. Ama tam da bu özelliği, savını, bir dizi belge
aracılığıyla teze dönüştürmesinde önemli bir ağırlık
oluşturuyor. (Prof. Dr. Sven Langerbring'in bu kitabından alıntılar
aşağıda sunulmuştur.)
"Türkçenin de, az ya da
çok, İsveççe ile karıştığını öne sürersem, bunu mantıksız
bulmasınlar. Eski masallarımızda Eski İsveççenin Odin (Oden,
Woden) tarafından getirildiği anlatılır. Oden, Herwarar masalının
1. bölümünde Tirkiar (Türkler) ve Asiemaen (Asyalılar, Asyalı
adamlar) olarak tanılılan büyük bir kitlenin önderiydi. Are
Frode de aynı öyküyü anlatır. Burada açıkladığı soy
ağacında, Oden'in oğlunun adımn Yngve Tirkia Kongr. ve Sturleson,
Ynglinge masalı 5. bölümünde, Oden'in, çok mülkünün bulunduğu
Tyrkland'dan (Türkiye -A.G.) yokuluğunu ayrıntılarıyla anlatır.
Türkler çok uzun zamanlardan beri Hazar Denizi'nin ve Kafkas
Dağları'nın kuzeylerinde çok geniş topraklara sahiptiler.
Asa'ların (Asya adamları-Asyalılar) nerede oturduklarını
belgelemeye gerek yok. Ptelemaeus onları bu bölgelere, Don
Nehri'nin (Eski lsveççe: Tanais) doğusuna koyuyor.
Bizim atalarımız Oden (Odin)'in yoldaşları olan Türkler'dir. Bu konuda elimizde yeterli belge var. Onları Traklar yada Getler olarak göstermek isteyenler var. Böyle düşünebilirler. Eleştirme gereği duymuyorum. Tersine, kişisel olarak, bu açıklanan tanıklıklara güveniyorum. Benim vardığım sonuçlar değişmiyor. Çünkü bunlar da aslında Türklerle bir serüveni olan halklardır. Dürüst ve hatta asil kişilerin de, liderlerimizin rahatlıkla, atalarımızı Türkler ve Göçerler olarak göstermelerine öfke duyduklarını duydum. Onlar bu kökeni yeterlince şerefli bulmuyorlar. Bir tarihçinin en önde gelen rehberi ve amacı gerçektir: Bu şekilde onur kazanmak çok daha iyidir. Kendini ve yandaşlarını yalanlarla kandırmak, işte bu tuhaf bir şerefsizliktir.
Bir de, kim Türklerin öteki halklardan daha az şerefli bir halk olduğunu söyleyebilir? Eğer şeref sağlayan koşullar olarak zaferler ve ülke fetihleri görülüyorsa ki, olan kabaca bu, Türkler ve Tatarlar kadar bu koşulları yerine getiren fazla halk yoktur. Çin bir Tatar eyaleti, bütün Asya, Arabistan, belki istisna olarak, Türklerin silahları karşısında eğildi. Hatta Roma, evet hemen bütün Avrupa Hunlar ve Tatarların önünde titredi. Uzun zaman karanlık ve bilgisizlik içinde yalpaladığımız bir gerçektir. Diğer halklar da kendi barbar dönemlerini yaşadılar. Öte yandan bizim atalarımızın ne oldukları da bizi çok az ilgilendiriyor, yeter ki, biz kendimiz şerefli ve saygıdeğer olalım. Romalılara gösterilen hayranlık oldukça kuşkuludur. Onların ataları soyguncu ve zalimdirler. Eski alışkanlıklarından ve Oden, Romulus, Bellerophon ve Indatyrse'den hala coşabiliyorsa, tam da acemi olarak gelip, acemi olarak kalmışlar demektir. Onur verici olup olmadığı endişesi olmadan söyleyelim, Oden ve yanındakiler Türktüler.
Bu tümceyi olduğu gibi kabulleniyorsak ya da hiç değilse mümkün görüyorsak, bunun sonucu olarak İsveççede Türkçe ile benzerlikler görmemiz kaçınılmazdır."
Yorumlar
Yorum Gönder